16 Mart 2017 Perşembe

Ebenin Doğum Eylemine Katkıları






Kadının doğum stresi ve korkuları azalır. 
Kadının doğum ağrılarıyla baş etme ve doğumu kontrol gücü artar. 
Doğuma tıbbi müdahale (örn:suni sancı(suni oksitosin)) oranı azalır.  
Anneye ve bebeğe ait komplikasyonlar azalır (örn:fetal distres, kontraksiyon bozukluğu gibi).
          Analjezik ve anestezik madde kullanım gereksinimi azalır.  
Anne doğuma aktif katılır (Anne adayının cesaretlendirilmesi, takdir edilmesi; özgüvenini ve başarı duygusunu artırır). 
Doğum eyleminin süresi kısalır.  
Doğum konforu artar.   
Ebenin sürekli desteğiyle doğumda güvenlik artar.  
Vajinal doğum oranı artar ( sezaryenle doğum oranı azalır).  
Doğumda anne ve aile üyelerinin memnuniyeti artar. 

12 Aralık 2016 Pazartesi

Ek Besinler Verilirken Dikkat Edilecek Noktalar


 İlk kez verilecek besinler haftada bir çeşit olacak şekilde verilmelidir.
 Böylece bebeğin yeni besine alışması için zaman tanınmış olur.

 İstenmeyen bir reaksiyon geliştiğinde hangi yiyecekten olduğu kolayca saptanabilir.

 Ek besinler tek öğün olarak ve çok az miktarlarda verilmeye başlanmalıdır.
 Bebeğin alımına uygun olarak verilen öğün ve miktar sayısı arttırılmalıdır.
 Anne sütü ile devam edebilenlerde  6-8 ay arası 150-200, 9-12 ay arası 300-350 kalorilik ek destek yeterlidir.
 Hayvansal besinler protein, demir, çinko ve B12 açısından çok önemlidir.
Omega 3’ten zengin ürünler (ceviz, somon-uskumru sardalya-alabalık gibi balıklar), immün sisteme (bağışıklık sistemi) destek veren ve özellikleri nedeni ile kabızlıktan  koruyan prebiyotikden (lifli ürünler) zengin, floraya( vücudumuzda bulunan yararlı mikroplar) destek açısından doğal probiyotikleri (doğal köy yoğurdu, köy ekmeği) içeren ürünler tercih edilmelidir.

 İlk kez verilecek besinler bebek açken verilmelidir. 

 Bebek almadığı besinler için zorlanmamalı, bir süre sonra tekrar denenmelidir.

 Bal bir yaşından önce bebeğe önerilmez.

Aynı şekilde bir yaşından önce çay, bitki çayları, şeker bebeğe verilmemelidir. 

Bebeğe verilecek besinler doğal ve taze ürünler kullanılarak hazırlanmalıdır.
Konserve, dondurulmuş yiyecekler, katkı maddeli hazır besinler bebeğe verilmemelidir.
Hazırlanan besinler uzun süre oda ısısında bekletilmemelidir.
Besinler hazırlanmadan ve bebek beslenmeden önce eller mutlaka yıkanmalıdır.

Keyifle kalın...

3 Eylül 2016 Cumartesi

Anne Karnında Bebeğe Müzik Dinletmek




Bebeğin anne karnındaki dönemden itibaren kurulmaya başlayan insan-müzik ilişkisi, doğumdan sonra giderek  zenginleşir, güçlenip gelişir ve insanın yaşamı boyunca sürer.

İşitme duyusu 20-22. haftalarında gelişmekte olup bu süreçte  değişik frekans, yoğunluk ve süredeki sesleri ayırt edebilme yeteneğine sahiptir.

Son tremestırda (hamileliğin son 3 ayı) ise özellikle dış ortamdaki sesleri ve çalınan müziği daha fazla duyup algılayabilmektedirler.

Henüz anne karnındayken, annenin kalp atışları bebek için bir müzik niteliği taşımaktadır. Ayrıca işitmenin yanısıra, doğmaya yakın bebeğin sesler, müzik meleodileri ve notaları arasında ayırım yapabildiğini gösteren kanıtlar da vardır. Örnek olarak, anne sesi ile yabancı birinin sesi ve müzik notaları arasındaki farklılık gibi.

Kisilevsky ve arkadaşlarının 2004 yılında yaptığı bir araştırmada;  bebeğin doğumdan önce ve sonraki dönemlerde müziğe vermiş oldukları yanıtlara bakıldığında , doğmamış bebeğin özel bir müzik parçasına doğumdan önce ve sonra tepki vermesinin; bebeğin daha önceki müziğe ilişkin duyum ve deneyimine bağlı olduğu ve bu nedenle doğumdan sonra da aynı müzik dinletimine devam edilmesi gerektiği belirtilmiştir. 

Bebeklerde uyku üzerine yapılmış olan bazı deneylerde; ses kaydına alınmış olan kalp seslerini dinleyen bebek grubunun, sessiz odada yatanlar ve kayıttan ninni dinleyen bebeklere oranla daha erken uyudukları gözlenmiştir. Ayrıca müziğin zekayı arttıracağına da inanılmaktadır.

31 Ağustos 2016 Çarşamba

Emzirme ve Depresyon


Gebelik döneminde stres faktörleri ve doğum sonu emzirmenin uygun şekilde başlatılamamasının, etkili emzirmenin sağlanması ve de doğum sonu depresyon gelişmesi üzerinde olumsuz etkisi olduğu belirtilmektedir. Anne bebeğini sağlıklı olarak büyütebilmesi ve uzun süre emzirebilmesi için öncelikle beden ve ruh sağlığı bütünlüğünün  yerinde olması gerekir. Emzirme ile depresyon arasında ilişki olduğu, prolaktin ve oksitosin hormonunun doğum sonu depresyon gelişimi üzerinde etkili olduğu tespit edilmiştir. Annagür ve Annagür’ün (2012) yaptıkları araştırmada, doğum sonu 6-8. haftalarda 147 annenin prolaktin seviyelerine incelenmiş ve doğum sonu depresyon yaşayan annelerin prolaktin seviyelerinin doğum sonu depresyon yaşamayan annelerden daha düşük çıktığı tespit edilmiştir.

Sonuç olarak doğum sonu depresyon belirtileriniz(ağlama,değersizlik,kaygılı, takıntılı,endişeli, umutsuz, çaresiz ve yalnız hissetme gibi) varsa lütfen yardım alınız.
Sağlıklı anne=Sağlıklı bebek=Sağlıklı aile
Keyifle kalın.

11 Ağustos 2016 Perşembe

Hamile Yogası..Zihin&Beden&Ruh



Yoga kökeni Hindistana dayanan çok eskiden beri kullanılan bir zihin-beden uygulamasıdır.
Kelime anlamı olarak “bedenin, zihin ve ruh bütünleşmesi” demektir.  Yoganın amacı vücut mekaniklerini, solunum tekniklerini, zihin kontrolünü, meditasyonu ve tefekkür uygulamalarını kullanarak duygusal, zihinsel, bedensel ve ruhsal boyutta denge yaratmaktadır.
Fiziksel gücü  artırarak ve esnekliği sağlayarak doğumda annenin enerjisinin ve dayanıklılığının artmasını sağlar.
Gebeliğe bağlı duruş bozuklukları en aza indirir. Solunum ve dolaşım sistemi ile karın kasları güçlenir bu sayede gebe doğum sırasında kontraksiyonları (dalgaları) ve solunum kaslarını etkin kullanır.
Gebenin gerginlik ve dengesizlik alanlarını belirleyerek vücut farkındalığını öğretir ve doğum sırasında ağrının yapmış olduğu rahatsızlığı gidermek için esneklik ve dinlenme yeteneğini artırır.
Doğumun kolay ve hızlı olmasını sağlar.
 Bedensel ve zihinsel gerginlikten uzaklaştırır.
 Gebenin stresini, öfkesini azaltır daha sakin ve daha kontrollü daha huzurlu olmasını sağlar.
 Doğum sonrasında da annenin bebeği kabullenme sürecini hızlandırır.
Hamile yoga eğitmeni ve uzman ebe olarak yogayı öneriyorum.
Kişisel seanslar için iletişim kısmına tık tık....:D