27 Kasım 2015 Cuma

Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum - SSVD

Kadınların yaklaşık %85-90’ı normal vajinal doğum yapabilirken, %10’u ise doğum eylemini tamamlarken yardıma ihtiyaç duymaktadır.

Doğuma yardımcı girişimlerden biri olarak sezaryen doğum ise (Section Cesarean AbdominaleSCA), 500 gram ya da daha ağır bir fetüsün(anne karnındaki bebek) uterus duvarından yapılan bir insizyon (kesi)ile doğurtulmasıdır. Bir kadına ilk defa yapılan sezaryen primer, bunu izleyen ise mükerrer sezaryen olarak adlandırılmaktadır. Doğum başlamadan önce kesin bir endikasyon(Bir hastalıkta izlenecek tedavi yöntemi ve müdahalenin belirlenmesi) olmadan yapılan ise elektif sezaryen girişimidir.

Geliştirilmiş en mükemmel ameliyatlar içinde yer alan sezaryen, gerçek nedenlerle ve doğru zamanda yapıldığında annenin ve bebeğin hayatını kurtarır. Son 40 yılda anestezi ve ameliyat tekniklerindeki gelişmeler sezaryeni en güvenilir ameliyatlardan biri haline getirmiş, önceleri sadece ihtiyaç duyulan durumlarda başvurulan bir yöntem iken günümüzde, isteğe bağlı olarak da uygulanmaya başlanmış ve sezaryen oranları %49’lara ulaşmıştır. Özellikle özel hastanelerde bu oranın %80-90 sınırında olduğu bildirilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından öngörülen sezaryen oranı ise %15’dir. Günümüzde doğum sayısı giderek azalmakta, neredeyse yarısı primipar(ilk kez anne olan kadınlar) olan gebelerde, sıklıkla şartlara bağlı olarak sezaryen yapılmaktadır.

En sık görülen sezaryen endikasyonlarından biri önceki sezaryen sonrası yapılan elektif sezaryendir. Gelişmiş ülkelerde sezaryenlerin yaklaşık %30’u tekrarlayan sezaryenlerdir.

SSVD denenen hastalarda vajinal doğumun başarılamaması ve en korkulan ve en ciddi komplikasyon uterin rüptürüdür. Yapılan bir çalışmada, 1987-1994 yılları arasında daha önce sezaryen geçirmiş ve SSVD önerilmiş 20.000 hastayı inceleyen çalışmalar derlenmiş ve başarı oranlarının %75 ile %82 arasında olduğu, uterin rüptür yüzdesinin %0.2-0.8 arasında değiştiği saptanmıştır.

Ülkemizde yapılan çalışmalarda ise SSVD başarı oranı  %68 ila %84.21 arasında değişmektedir.

Ayrıca mesleki dernekler ve Sağlık Bakanlığı tarafından 2007 yılında hazırlanıp, 2010 yılında revize edilen “Doğum ve Sezaryen Eylemi Yönetim Rehberi”ne göre de uygun olan vakalarda sezaryen sonrası vajinal doğumun önerilebileceği vurgulanmaktadır.

Daha önce sezaryen ile doğum yapmış gebe kadınların gebelik takiplerinin iyi yapılması, bireysel durum değerlendirilmesi yapılarak normal doğumun özendirilmesi, kadına ve ailesine, vajinal doğum ile ilgili eğitim verilmesi gerekmektedir. 

SSVD gerçekleştirilmesi için ; 

 Anne adayı SSVD için istekli olmalı, zorlanmamalıdır.
 Pelvik darlık olmamalıdır. 
 Önceki doğumlarında uterus rüptürü geçirmemiş olmalıdır. 
 Sezaryenin alt segment transvers insizyonla yapılmış olması gerekmektedir. 
 Fetüs 4000 gr altında olmalıdır. 
 2 veya daha fazla sezaryen geçirmemiş olmalıdır.  

SSVD doğumda gelişebilecek en önemli komplikasyon olan uterus rüptürünün, anne ve bebek açısından belirli bir mortalite(ölüm) riski yarattığı bilinmektedir. Ancak, SSVD’da uterus rüptürü gelişme riski %0.5 iken, sezaryende anne mortalitesi vajinal doğumdan 25 kat daha fazladır. SSVD’un yaygınlaşması, sezaryen ameliyatlarında %30 oranında azalma sağlayabilmektedir.

Uterus rüptürü, önceki doğumu sezaryen olan, şimdiki gebeliğinde vajinal doğum planlayan kadınlar arasında önemli mortalite ve morbidite(hasta olma oranı) ile ilişkili olmasına rağmen, bu nadir görülen bir durumdur. Literatürde sezaryen uygulanan doğum sayısının fazla olması, iki sezaryen arasındaki sürenin kısa olması,  fetüs ağırlığının 4000 gr üzerinde olması, çoğul fetüs olması ve doğum indüksiyonu uygulanmasının uterus rüptürü olasılığını artırdığı belirtilmektedir. Önceki doğumu sezaryen olan kadınların doğumları planlanırken bu faktörler dikkate alınması gerekmektedir.  

Öneriler; SSVD, dikkatli seçilmiş olgularda, anne için yeterli donanım ve iyi bakım koşullarının olduğu kliniklerde, ailenin de onayı alınarak uygulanabilir ve kabul edilebilir bir yöntem olarak görülmektedir.

Sevgiyle kalın...

Kaynak: Çayır, G., & Şendir, M. (2014). Sezaryen sonrası vajinal doğum yapan kadınlarda uterus rüptür komplikasyonu: Bir sistematik inceleme. International Journal of Human Sciences, 11(2), 176-189. doi: 10.14687/ijhs.v11i2.2709









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder